Genel Başkan Yardımcısmız Hilmi Şanlı, Ardahan İl Temsilciliğimizce Ardahan ve Posof’ta ki üyelerimizle bir araya geldi.
Şanlı yaptığı konuşmalarda şunları söyledi;
Sendikalar, hak ve adalet mücadelesinin kurumsal yapılarındandır. Üyelerinin haklarını savunmak ve geliştirmek en temel görevleridir.
Faaliyetlerini yaparken de, ekonomik ve sosyal gerçekliğe uygun, adilane yaklaşımlarda bulunmaları da, topluma karşı olan ahlaki sorumluluklarıdır.
Vur-kaç fırsatçılığı, hep bize bencilliği yerine; sürdürülebilir, makul, dengeli ve diğer grupları da gözetir tavırlar sergilemeleri beklenir.
Yılların birikimi, emek ve gözyaşları ve hatta, canlarından olan insanların sayesinde ulaşılan, sendikal faaliyet haklarının doğru icra edilmeleri lazımdır.
“Bizim kapımız, kin, düşmanlık ve umutsuzluk kapısı değil.”
“Gelecek mutlu günlerin ancak sevgiyle, kardeşlikle ve dostlukla, milli birlik ve bütünlükle geleceğini biliyoruz. Biz, bu ülkeyi seven, hakkı savunan kim varsa herkesi kucaklamaya hazırız. Bu nedenle tüm Diyanet ve Vakıflar çalışanlarını, sevginin ve paylaşımın olduğu, Türkiye sevdalılarının yuvası, Türk Diyanet Vakıf-Sen çatısı altında birlik olmaya ve mücadele etmeye davet ediyoruz.”
Memurların kendi gelecekleri için yanlarında olanlarla yürümesi gerekiyor. sendikacılığın kara deliklerinden kurtulmak lazımdır.Çalışma hayatında kamu çalışanlarına karşı kurulan tuzaklar konusunda tedbirini alması gerekenler öncelikle yine devlet memurlarıdır. Devlet memurları bu çalışmalara karşı bir tepki oluşturmazsa, mücadele eksik kalır. Sendikal mücadeleyi hakkıyla yerine getiren sendikaların daha da güçlendirilmesi gerekiyor. Yiğit bir duruş ve ses vermek lazım. Bunu da Türkiye Kamu-Sen ve ona bağlı Türk Diyanet Vakıf-Sen yapacak ama her zaman kamu çalışanlarına sahip çıkan Türkiye Kamu-Sen’in de desteklenmesi gerekir.
Vergi adaletsizliğinin çözülmesi, 3600 Ek Gösterge uygulamasının tüm memurları kapsayacak şekilde genişletilerek hayata geçirilmesi, bütün ek ödemelerin emekli maaşı hesabına esas alınması, kamuda liyakatin geçerli olması, mülakat uygulamasına son verilmesi, bütün güvencesiz sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi, Yardımcı Hizmetler Sınıfı personelinin Genel İdare Hizmetleri sınıfına geçirilmesi, memurlara ek zam yapılması konularındaki taleplerimizde ısrarcıyız.
Toplu sözleşme sürecinin kamu görevlileri lehine bir sonuç doğurmadığı ve yetkili konfederasyonun sorunlara çözüm üretme noktasındaki yetersizliği memur ve emeklileri mağdur etmiştir.
SÖZLEŞMELİ PERSONEL İSTİHDAMINA SON VERİLMELİ TÜM SÖZLEŞMELİ PERSONEL KADROYA GEÇİRİLMELİDİR.
Kamuda iş güvencesini zayıflatan, her türlü baskı ve istismara açık bir yapı arz eden 4/B’li, 4/C’den 4/B’ye geçen sözleşmeli, geçici, vekil, idari hizmet sözleşmeli gibi adlar altında güvencesiz istihdam modelinin kaldırılarak personelin memur kadrolarına geçirilmesi sağlanmalı, kamu kuruluşlarında memur işi yapan işçiler de aynı çerçevede kadroya geçirilerek kamu istihdam yapısı güvenceli bir şekilde düzenlenmelidir. Diyanet İşleri Başkanlığı’nda 2016 yılında getirilen süreli sözleşmeli personel uygulaması ile kamuda süresiz sözleşmeli istihdamı ve 3+1 yıl süreli sözleşmeli istihdamı gibi bir ayrımcılık daha ortaya çıkmıştır. Bu durum Anayasanın kanun önünde eşitlik ilkesine de aykırı bir yapı oluşturmaktadır.hak ve sorumluluklarda eşitlik, aile birliğinin sağlanması ve adaletin bir gereği olarak istisnasız tüm güvencesiz sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi hususunda kararlı ve ısrarcıyız.
YARDIMCI HİZMETLER SINIFI PERSONELİNİN BEKLENTİLERİ KARŞILANMALIDIR.
Kamuda liyakat ilkesinin bir gereği olarak Yardımcı Hizmetler Sınıfına dahil personel bir defaya mahsus olmak üzere Genel İdari Hizmetler Sınıfına geçirilmeli, bu yolla kamu görevlilerimiz arasında oluşan adaletsizlikler giderilmeli, herkesin eğitim seviyesinin gerektirdiği kadro derecesine yükselmesi sağlanmalıdır.
KARİYER BASAMAKLARI
Öğretmenlik kariyer basamakları için getirilen düzenlemeler ve maaş artırımlarının eşitlik ilkesi gereği “uzman ve baş” kariyer basamaklarını haiz diğer devlet memurlarına da uygulanması gerekmektedir. Mesela, Uzman vaiz, Uzman İmam-Hatip, Uzman Kur’an Kursu Öğreticisi, uzman müezzin ve Baş vaiz, baş Kur’an Kursu Öğreticisi, İmam-Hatip ve Müezzin kadrolarına geçişlerde sınavlar kaldırılarak çalıştığı yıl esası getirilmelidir. Kazanımlar Uzman öğretmen ve başöğretmen gibi olmalıdır. Bunun yanında yüksek lisans ve doktora yapmış olmak kariyer basamaklarında herhangi bir yarar sağlamamaktadır. Tüm devlet memurlarının kariyer basamaklarında eşit şartlarda ilerleme kat etmesi sağlanmalıdır.
Özellikle vaiz ve murakıpların özlük hakları iyileştirilmeli ve vekil olarak görev yapan din görevlilerine asgari ücretin üstünde bir maaş verilmelidir.
MAHRUMİYET TAZMİNATI
Memleketimizin ücra yerlerinde zor şartlar altında görev yapan memurlarımıza geçmiş yıllarda da olduğu gibi uzaklığına göre mahrumiyet tazminatı verilmelidir.
ENFLASYON MAAŞLARI ERİTİYOR, ÇALIŞANI RAHATLATACAK REFAH PAYI VERİLMELİDİR.
TÜİK‘in temmuz ayına ilişkin enflasyon verileri açıklandı. Buna göre temmuz ayında mal ve hizmet fiyatları ortalama %3,23 oranında artarken yıllık enflasyon da %61,78 olarak belirlendi. Geçtiğimiz ay memur ve emekli maaşlarına yılın ikinci yarısı için %10 oranında artış yapılmıştı. Temmuz enflasyonu ile birlikte altı ay için verilen zammın üçte biri daha il ayda erimiş oldu. Mutfak masrafları, doğalgaza, elektriğe gelen zamlar ve kiralar dikkate alındığında memurların cebine yansıyan gerçek erimenin çok daha yüksek olduğu görülüyor.
Yüksek enflasyon; ülke içinde paranın değerinin düşmesi ve alım gücünün azalması nedeniyle özellikle dar ve sabit gelirli vatandaşlarımızı zorlamaktadır. Enflasyonist dönemlerde yaşanan ekonomik gelişmelere bağlı olarak daha yüksek oranlı maaş zammı yapılsa da maaşlardaki artışlar enflasyon dolayında kaldığı sürece emeği ile geçinen kesimin hayat standardının düşmesine neden olmaktadır.
Bu tür durumlarda çalışanların alım gücünün korunması ve artırılması her zamankinden daha fazla önem kazanmaktadır. Aksi halde ekonomideki bütün olumsuz gelişmeler dar ve sabit gelirlilerin yapacağı fedakarlığa bağlı olarak aşılmakta, her dönemde zengin daha zengin fakir daha fakir hale gelmektedir. Bu nedenle artık memur ve emeklilerimizin üzerindeki ekonomik yükü hafifletmenin vakti gelmiştir. Temmuz ayı enflasyonuyla birlikte memur ve emeklilerimizin %10 zamla bu dönemi atlatamayacağı görülmelidir. Bu nedenle çarşı, pazarda fiyatlar sürekli yükselirken alım gücünü koruyacak, memur ve emekliye nefes aldıracak uygulamalara ihtiyaç vardır dedi.
Şanlı konuşmasını bitirirken, Katil İsrail’in mallarına boykotu ve her namazdan sonrada Filistin ve Doğu Türkistan için dua edilmesini hasseten rica etti.
Toplantılara sendika üyelerinin yanı sıra Ardahan İl Müftüsü Adem Karadeniz, Göle Müftü V. Abdurrahman Yatkın,Arpaçay Müftüsü Abdullah Doğan, Hanak Müftüsü Eyüp Kalkan, Posof Müftü V. Turan Çiftçi, Türk Diyanet Vakıf-Sen Ardahan İl Temsilcisi Cengiz Bedir’in yanı sıra Kars İl Temsilcisi Osman Örs ve ilçe temsilcileri katıldı.