Türk Diyanet Vakıf-Sen Genel Başkanı Nuri Ünal; “30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 102. yıl dönümü nedeniyle yazılı açıklamada bulundu:
“Bizlere emanet edilen cennet vatan Türkiye’mizin, daha güçlü ve daha müreffeh olması için yılmadan ve yorulmadan çalışmaya devam ediyoruz.
Malazgirt’ten başlayan, büyük taarruzla devam eden ve sonucunda Büyük Zaferle sonuçlanan kutlu mücadele, zaferler ayı Ağustos ayında yaşanmıştır.
Bizlere bu haklı gururu yaşatan şanlı ecdadımıza ne kadar şükran duysak azdır. Vefamızı gösterebilmek ve onlara layık olabilmek için, durmadan çalışmalı, üretmeli ve ileri gitmeliyiz.
Malazgirt zaferiyle, Anadolu’ya kalıcı olarak Türk yurdu olma mührü vurulmuştur. Bu mühür ebediyen kalacaktır. Bundan rahatsız olan emperyalist çevreler de boş durmamışlar, Malazgirt zaferinden 851 yıl sonra Türk milletini Anadolu’dan çıkarmak istemişlerdir.
1071’den 1922’ye aktarılan kutlu anlayış yeniden dirilmiş, vatanın korunması için şahlanmış ve 30 Ağustos 1922 tarihinde Büyük Taarruzla bütün dünyaya zafer olarak ilan edilmiştir. Anadolu’nun sonsuza kadar Türk yurdu kalacağı, bir daha kazınamaz harflerle tarihe yazılmıştır.
“Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!” emriyle Başkomutan Gazi Mustafa Kemal’den harekât emrini alan Türk ordusu, 9 Eylül 1922’de İzmir’e yıldırım gibi girerek hedefine ulaşmıştır.
Ülkemiz ve milletimiz üzerinde oynanan oyunlar bozulmuş, tuzaklar bir bir yıkılmıştır. Emperyalist anlayışın ve iş birlikçilerinin, Türk Milleti’ni Anadolu’dan çıkarılmasına yönelik sinsi ve hain hevesleri, boğazlarına yumruk gibi dizilmiştir.
Bütün dünyaya ve şer odaklarına bir kez daha, İstiklal ve İstikbalimizden asla ve asla vaz geçmeyeceğimiz, gür bir şekilde ilan edilmiştir.
30 Ağustos 1922’deki mücadele ruhu, azmi ve sarsılmaz imanı, eksilmeden bugün aynı heyecanla yaşamaktadır. İnanıyoruz ki bu inanç, sarsılmadan yarınlarda da artarak devam edecektir. Ecdadımızdan emanet aldığımız vatan topraklarını daha da güçlendirerek, emin bir şekilde, gelecek nesillere teslim edeceğiz.
“Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır” anlayışıyla, bir, iri ve diri olarak milletçe beraberliğimizi güçlendirmeliyiz.
Kefensiz yatan aziz şehitlerimizin mübarek hatıralarını, kahraman gazilerimizin destansı mücadelelerini unutmadan, ülkemiz ve milletimiz için çalışmaya devam edeceğiz. İhlasla, samimiyetle, bilgiyle, teknolojiyle ve ilimle çalışmalarımız sonucunda, Allah’ın yardımı ve milletimizin fedakarlığıyla daha büyük işler başarmalıyız.
Üzerinde yaşadığımız ve etrafımızın kan gölüne döndüğü coğrafyada, istiklal ve istikbalimiz için, her alanda üreterek güçlü olmak zorundayız.
Her ülkeden ve her coğrafyadan üzerimize gelen saldırıları, 102 yıl önce bütün yokluklara rağmen bertaraf eden, kazanılan şanlı zaferin Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları, canlarını seve seve feda eden aziz şehitlerimiz ve kahraman gazilerimizi rahmet, minnet ve dualarla anıyorum.
Zafer Haftamız ve 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun.
Türkiye Cumhuriyeti Devletimiz sonsuza kadar var olsun.”